2023 yılının bitimine sayılı aylar kalmış olmasına rağmen  dünya  ülkeleri ağır doğal afetlerin etkisi altında kalmaya devam ediyor. 6 Şubat tarihinde yaşanan ve binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine , on binlerce binanın yıkılmasına neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerde  yüzlerce yıllık yerleşim geçmişine  sahip olmalarının  etkisiyle  depremde etkilenen kentlerimizin, afete direnç yönünden yeteri kadar  hazırlıklı olmadığını görmek oldukça üzüntü vericiydi. Afad emrinde depremin ilk günü bölgeye sevk edilen binlerce arama kurtarma görevlisinden biri olarak günlerce enkazlar da ve afet sahasında görev  yaptım. Afetzedelerin çektiği  sıkıntılara, afet sonrasında  yakınlarını kaybeden halkın yaşadığı acılara, enkaz başında evladını bekleyen yaşlı teyzelerin sabırlı  bekleyişlerine  kalben ortak oldum. Yüce milletimizin yardımlaşma ruhuyla nasıl dayanışma  içine girdiğine şahit oldum. Ancak afet sonrası halkın arasına karışmış, kötü niyetli insanların, fırsatçıların enkazlardan ve yardım malzemelerinden yaptıkları suiistimali de sosyal medyadan, basın organlarından duyduk, gördük. Bölgede kimi zaman da üniversite bitirmiş olmasına rağmen  karakteri ve ahlaki meziyetleri  oluşmamış,  gençtir görmezden gelmek gerekir! denen vicdanen vasıfsız gönüllülere de denk geldik. Arama kurtarma mesuliyetli iştir. Yola çıkış amacına sadakat yoksa, zorunlu etik değerlere sahip değilsen istediğin kadar çok göreve çık, yıldız topla nihayetinde Terakki  gerçekleşmez.

Başta AFAD olmak üzere devlet kurumlarımız afet bölgesinde iyileştirme çalışmalarına hız kesmeden devam etmektedir. Afetzede halkımızın çadırlardan konteyner kentlere yerleşimi tamamlanmış ve yapımı bitmek üzere olan kalıcı konutlara geçişi de inşallah kış gelmeden gerçekleşecektir.

Afetlere dirençli kent olmak demek; gerek iklimsel değişiklikler gerekse de insan kaynaklı afetlerde, ülkelerin, kentlerin afetlerin yıkıcı etkilerine karşı  direnç  gücünün arttırılması demektir. Halkın devamlı eğitim programlarıyla aniden gelişebilecek afet risklerine karşı eğitilmeleri artık bir tercih değil zorunluluktur. Yakın zamanda Fas’ta yaşanan deprem felaketinin acıları kapanmadan, Libya’da yaşanan sel felaketinde binlerce insan hayatını kaybetti. Uluslararası yardım çağrısı yapıldığında  Afad koordinesinde başta ANDA, G.E.A.K, S.A.R ve İHH vb. dernekler derhâl harekete geçmiştir. Yaşanan felaketler göstermiştir ki, kentlerin kurulduğu alanlar daima çeşitli afet risklerini barındırır. Kastamonu ilinin Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketinde yaşananların, Karadeniz’e kıyısı olan diğer yerleşim alanlarında da yaşanmaması için tedbir almak, afete direnç göstermek adına yapılacak davranışlardandır.

Yaşadığımız kent Salihli özelinde düşünürsek, tarihsel olarak büyük depremleri yaşamış bir coğrafyada kurulu olduğu gerçeği ile karşılaşırız. Sart köyü (Sardes), Lidya krallığının başkentiydi ve büyük bir depremle tarihin tozlu sahnelerine karıştı. Geçenler de gazetemiz Sektör’de yer alan bir haberde, Sardes kentinin  50 metre altından geçen fay hattının ürettiği deprem o kadar şiddetli olmuş ki, şehrin   yeniden kurulmak zorunda kalındığı  anlatılmaktaydı. Coğrafya kader midir ? Tedbir almaz isen kaderdir. Halkımız tarafından öncelikli olarak alınması  gereken tedbirleri kısaca anlatalım. Öncelikle temel afet farkındalığına sahip olmak için Salihli halkının, AFAD tarafından  yetiştirilmiş afet farkındalık eğitimcilerinin eğitimlerine  ilgi göstermesi gerekmektedir. Yine halkımızın,  Afad Gönüllülük Sistemine e-devlet üzerinden üyeliğini başlatarak temel eğitim modüllerini tamamlamaları beklenmektedir. Halkımız sağlam zemine, az katlı, denetimi düzgün yapılmış binaları tercih etmeleri gerektiği bilincine sahip olmak zorundadır. Afet sonrasında uluslararası standart olan 72 saat süresince kendi başına hayatını idame ettirmesini öğrenmek zorundadır. Özellikle de afet sonrasında  ilk yardım eğitimlerinin  çok önemli olduğuna dair izlenimlerim oldu. Yazdıklarım sadece başlangıç olarak yapılması gereken zorunlu davranış kalıplarıdır. Yapıldıkça, tekrar ve  tekrar  tatbik edildikçe pratik kazanılacaktır. Önümüzde koskoca bir 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin acı tecrübeleri  duruyorken , günlük yaşam sıkıntılarının bu zorunlulukların üzerini örtmesine izin vermemeliyiz..

Köşe yazısının deprem ve sel üzerinden şekillenmesi diğer afet türlerinin özellikle kuraklığın ve su kıtlığının  yakın tehdit olarak görülmesini engellememelidir.

Afetlerle mücadele,  komplike süreçleri içeren bir ekip işidir. Devamlı teyakkuzda olmayı gerektirir.

Salihli’de gönüllülük esasıyla çalışan, afetlerde mücadelede hareket tarzlarını ve afet farkındalığı konusunda  halkı bilgilendirme, afet dönemlerinde acil haberleşme hizmeti sunabilme yeteneğine sahip, Afad tarafından gerekli eğitimleri verilmiş ve sahada tecrübe sahibi, oldukça donanımlı insanların oluşturduğu  iki dernek var. Birincisi; İklim Değişikliği ve Afetle Mücadele Derneği  (İklim-Der) diğeri ise Salihli Amatör Telsiz Derneği (S.A.T.).

Her iki dernekte yakın zamanda afetle mücadele eğitim ve farkındalık çalışmalarına hız verecek. Yukarıda yazdıklarım ve anlattıklarımın ışığında halkımızın bu konuya duyarlılıkla yaklaşacağına inanıyorum.

Sağlıkla kalın.