“Obezite ve diyabetin hayat standardını düşürmekten ve aynı zamanda insanın kısalmasına yol açan çok nedenli kronik yayılmadır.” Diyen Güleç, “Özellikle hızlı sosyal ve kültürel değişimler, büyüme yaşlanması, kentleşme oranında artış, fiziksel aktivitede azalma, sağlıksız yaşam tarzı ve davranış biçimleri gibi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan obez ve diyabetli bireylerin sayısı her geçen gün artıyor. Tüm dünyada bu kadar hızlı artan, bireyleri ve toplumları arasında başka bir hastalık yok” dedi.
Güleç ‘Obezite vücutta aşırı derecede yağ dokusunun durumudur. Geçmiş çağlarda obezite; güç, refah ve sağlık göstergeleri iken günümüzde tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite tanıtımında kullanılan birçok yönteme rağmen günümüzde tanınabilir ve sınıflamada kitle indeksi (BKİ) ve bel renginin parlaklık belirtileri. BKİ kilogram olarak vücut ağırlığının metrekare olarak boya verileri ile hesaplanır. Türkiye'de tüm dünyada olduğu gibi obezite prevelansı giderek artıyor. Obezite prevelansının büyümesi obeziteye bağlı olarak da büyümenin artmasına neden olmaktadır. BKİ, 25 ve üzeri dönemde ortaya çıkan obezitenin derecesine göre hipertansiyon (HT), tip 2 Diabetes Mellitus (DM) ve evde kalma oranı riskinin arttığını göstermektedir. Özellikle şeker hastalığı (tip 2 diyabet), çeşitli kalp hastalıkları, kalp krizi, damar hastalıkları, kemik erimesi, daha fazla ağırlığa bağlı olarak ek sağlık hastalıkları ve kireçlenmeler, uyku apnesi tedavisi, kalp hastalıkları, kalp hastalıkları, kalp hastalıkları ve kanser riskinde artışa neden olmaktadır. Obezite, hayatın olumsuz gidişatının bulaştığı nedeniyle insanların gelişiminin azalmasının yanında insanların yaşama sevincini de ellerinden yer alıyor. Sıklığı her geçen gün artan, hayatın olumsuz yönde değişmesi ciddi morbidite ve ölüme neden olan obezitenin erken dönemde saptanıp tedavi edilmesi gerekmektedir.”
