Kilimcigöldelioğlu, mevsim itibariyle hava sıcaklarının artmasıyla birlikte orman yangınlarına karşı aşırı hassas olmayı gerektiren bir döneme girildiğini söyledi.
Kilimcigöldelioğlu “Gema Vakfı yönetim Kurulu olarak bizler, son derece toprak açısından zararlı olan anızın yakılmasına karşıyız. Kısa vadeli çözüm gibi görünen anız yakılmasının, toprağa verdiği zararların yanı sıra yerleşim birimlerinin yakınlarında ise ev yangınlarına, Ormanlık alanın çevresinde ise orman yangınlarına neden olabilir. Bütün bunlar da dikkate alınarak, tarlalarımızın hiçbirinde, hiçbir çiftçimiz anız yakma yoluna gitmemelidir" dedi.
”Anız yangınıyla toprağın yapısı bozulur, verimliliği azalır”
Anız yakmanın toprağın yapısını bozarak verim ve kalitede düşüş yaşanabileceğini belirten Kilimcigöldelioğlu ,”Anız yakmayla toprağın yapısı bozulur, verimliliği azalır. Anız yakılırken özellikle toprak verimliliğini oluşturan canlılar da önemli miktarda ortadan kalkmakta, toprağın tekrar eski haline gelmesi için uzun zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Anız yakmayla toprak canlılarının beslenme ortamı veya besleneceği organik maddeler ortadan kalkar. Doğada yaşayan canlılar gibi toprakta yaşayan canlılar da birbirleriyle doğal bir etkileşim içindedirler. Toprak içinde yaşayan çeşitli canlılar salgıladıkları ve bıraktıkları artıklarla toprağı bitkiler ve kendileri için uygun bir yaşam ortamına dönüştürürler. Uzun yıllar alan bu süreç sonunda sağlanan verimli ortam, anızla birlikte yakılarak yok edilir. Bitki artıkları gerek toprak yüzeyini örterek ve gerekse kökleriyle toprağı tutarak erozyonu önler. Anız yakıldığında ise toprağı tutacak, koruyacak bir ortam kalmadığından toprak, rüzgâr ve su ile taşınarak uzaklaştırılır. Üretim olumsuz yönde etkilenir. Toprağın yapısını iyileştiren ve su tutma kabiliyetini artıran organik maddeler anız yakmayla yok edildiğinden, yağışlarla gelen suyun toprakta tutulması mümkün olmaz. Böylece, toprağa düşen yağmur akış haline geçerek erozyona neden olacaktır” dedi.
