Un Fab.&İst.

Kurtuluş savaşı öncesi sadece tarıma dayalı ticaret ile uğraşan Salihli, savaş sırasında çok zülüm görmüş, tarım ve ticaret neredeyse durma noktasına gelmişti. 2 yıl, 3 ay ve 15 gün süre ile düşman çizmeleri alında acı çekmişti. 5 Eylül 1922 günü düşman çekilirken bu güzel kasabanın %65 ‘ini yakmış, geriye acı dolu kül ve harabeden oluşan bir yer bırakmıştı.

Cumhuriyetin ilanından sonra yerel idareler ve halkın iş birliği ile küllerinden yeni bir Salihli doğmağa başlamıştır. 1931 yılına gelindiğinde Yeni Kaymakam Kerim Refi Bey zamanında istasyon civarı daha da şenlenmiş, birçok binalar yapılmış ve şehir medeni bir görünüme kavuşmaya başlamıştır. Salihli’de iki-üç otel vardır. İstasyondaki otel ucuz olmasının yanı sıra güzeldir. Ayrıca altında bir de lokantası bulunmaktadır. Her yıl birçok hastanın şifa bulmak amacıyla gittiği Kurşunlu kaplıcalarındaki 25 odalı “mükemmel” otel ise vilâyet hususî muhasebesi tarafından kurulmuştur.

On yıl içinde yeniden yapılandırılma çalışmalarına hız vermiştir. Salihli’de 400 iş yeri ile bine yakın bina inşa edilmiştir. Ziraat, İzmir Esnaf ve Ahali Bankalarına, Mithatpaşa caddesi üzerinde (bugün 4 No.lu Sağlık Ocağının bulunduğu yerde) bir şube açan Türkiye İş Bankası da katılmıştır. Üzüm Müstahsilleri İhracat Kooperatifi ile 11 adet Zirai Kredi Kooperatifleri sayesinde Salihli ekonomisi hareketlenmiştir.

Halkın başlıca geçim kaynağı olan bağcılık ve sebze yetiştiriciliği bu dönemde hız kazanmış, daha önce 5 000 dönümü geçmeyen bağları, 15 000 dönümü aşmıştır. Salihli ovasında her türlü ürün yetişmekteyse de en çok arpa, buğday, pamuk, afyon, meyan kökü ve palamut yetiştiriciliği gelişmiştir. Salihli’nin bira yapımına elverişli arpaları Avrupa pazarlarında çok ün yapmıştır.

Salihli’de sanayi yok denecek kadar azdır. Bugün İstasyonun Tariş depolarına doğru Demiryolunun kuzeyinde kalan boşlukta Hacı Mustafa oğlu Selim Akiş’e ait un fabrikası vardır. Bu fabrika unu ile yapılan ekmek çok lezzetli olduğundan halk arasında şöyle bir tekerleme yayılmıştır;

“Zeytinliğin suyundan, Selim Akiş unundan, halis ekmek!” Akiş un fabrikası çalıştığı dönemlerde yüzlerce işçiyi istihdam edecek, günde 10 ton buğday işleyerek çevre il ve ilçelere satış yapacaktır.

Anılan Zeytinlik suyu bugün Askerlik şubesinin güneyindeki evlerin olduğu yerde bulunan Kuşçubaşı Eşref Bey çiftliği sınırları içinde yer alan Zeytinlik içinde çıkmaktaydı. Bu su devamlı akar olduğu için zamanın Belediyesi Mithatpaşa caddesinin sağ ve sol yanına Gümüş çayının beyaz taşları ile örülmüş arklar açtırmış ve bu suyun akan bölümünü bu caddeye salmakla çınar ağaçlarının serinliğine katkıda bulunmasını sağlamıştır. Ayrıca şimdiki Akhisar kavşağı, Dörtyol denilen yerde “Sıtma kuyusu” suyu, Kocaçeşme ’de adını taşıdığı sokakta “Soğuk su “ve Dibek caddesinde bulunan “Yaşar Tulumba” o günlerin içime elverişli en tatlı sularıdır.

Birlik Gazozh.

İlk kasalarının yan tarafında eski Türkçe; “Meşhur Zeytinli Suyundan yapılan Kemal- Fevzi Asri (Çağdaş) Gazoz ve Sinalko’ları” yazılı Gazoz hane -ki sonradan ismi Birlik Gazozları olacak- meşrubat fabrikası ve çevre bağların üzümlerini değerlendiren “Yamansavcı”, hemen ardından “Doğu” Şarap fabrikaları açılıyordu. Kemal-Fevzi Gazoz fabrikası bugünkü Kasaplar caddesinin üzerinde, belediye caddesi ve Mithatpaşa caddesinin bulunduğu arada, Birlik gazozları ise Kocaçeşme camisinin bitişiğindeki park alanı içindeydi. Yamansavcı Şarap fabrikası eski Garaj bitişiğinde, Akhisar yolu üzerinde ve Doğu şarapları ise Turan caddesi üstünde, bugün Beşyol meydanının istasyon yönündeki köşesinde yer alıyordu. (Devam edecek)

Mustafa Uçar