Artık dönem dönem yazdığım yazılarıma devam edip, yazmanın, güzelliğini kendime yaşatacağım. Tabi size de faydalı olursam ne mutlu bana. O kadar da bencil değilim yani …..sanki, galiba…

Köşemizde bir yenilik yaptım ve adını ‘Girişimci Ekonomisi’ olarak revize ettim. Neden girişimci diye başladık? Girişimci, ticaret, sanayi gibi alanlarda sermaye koyarak bir işi yapmak için yola çıkan, kâr amacıyla riski üzerine alan kişidir. Bu tanımda en önemli nokta ‘Risk’ faktörüdür. Bir işe başlarken girişimcinin ortaya koyduğunuz para, zaman, emek konusunda aldığı risk en önemli ağırlıktır. Fakat bu ağırlığı hafifletmek için çalışıp çabalamak, farklı alanlara girip, çevreyi geniş tutmak ve fırsatları değerlendirip zamanında gerekli hamleleri yaparak aldığı riskleri bertaraf edebilmek çok önemlidir. Bu noktada risklerimizi konuşup ne şekilde minimize edeceğimizi tartışacağımız bir köşe olacak. Özellikle dönüşümü hızla artan Dünyamızda elbette risk ortadan kalkmaz ama oransal olarak kontrol altında tutulabilir.

Köşemizde girişimcilerin takip etmesi gereken her türlü bilgi, bildirim ya da gelişmeler paylaşılıp anlatılacaktır. Örneğin girişimcilerin bilmesi gereken ekonomi gündemi ya da piyasadaki fırsatlar yahut takip edilmesi gereken siteler, sosyal medya kanalları, yatırım mecraları, hibe çeşitleri, tartışma programları gibi daha burada unuttuğumuz birçok konu ile sizlerle görüşeceğiz. Tabi bilgi sınırsız, değişen ve dönüşen zaman zaman şaşırtan hatta ve hatta imkânsız denileni bile ortaya koyan bir olgudur. Burada her bilgiye yer vermemiz mümkün değil fakat gündemi ve ekonomiyi takip ederek ilerleyeceğiz.

Mesela şuan en önemli risk ekonomide yaşanan durgunluk değil mi? Peki nerden anladık biz bu durgunluğu?

Ekonomide yaşanan belirgin gerileme, artan işsizlik, üretim rakamlarındaki düşüş, azalan satışlar gibi kalemleri yan yana getirdiğimizde ortaya ekonomideki hareketsizlik çıkmaktadır. Bu dönemlerde en çok ortaya çıkan sonuç işsizliktir. İşsizlik sebebi de firmaların maliyetlerini yükseltmemek için yaptığı iktisadi tedbirler sonucu oluşur. İş bulmak zorlaşır hatta mevcut işçilerin çıkarılması bile gündeme gelebilir ki bunu kimse istemez. Ama maliyetler ortaya koyulduğunda ,artan asgari ücret ve sgk rakamları , devlet desteklerinin azalması ,ortadan kaldırılması da üstüne eklendiğinde işten çıkarmalar kaçınılmaz son olur.

Ekonomide üretim miktarlarının azalması demek milli gelirinde düşmesi demektir. Tüm toplumu etkileyen bu sürecin uzun süre devam etmesi halinde de piyasada yabancı kaynak ile yaşayan işletmelerin zor duruma düşmesi gündeme gelmektedir. Hali böyle olan işletmelerin küçülmeleri bu dönemde mantıklı olacaktır. Ayrıca maliyetlerin çok ciddi takibi yapılmalıdır. Uzun süre zarar eden işletmelerin bir an önce alternatif satış yöntemleri, kanalları, farklı ürün, faklı hizmet ya da ihracata yönelme gibi seçenekleri harekete geçirmesi gerekmektedir. Bakın işletmelerin kapanmasından hiç bahsetmiyorum. Çünkü kapatmak en kolayı. Önemli olan farklı bir yöntemle hayata tutunmak. Çok zor durumda kalanlar içinde menkul ya da gayrimenkulü elden çıkararak sermaye artırımı yapmak da mümkün. Çünkü iş ev araba alır ama menkul ve gayrimenkul için bunu söylemek zor.

Tabii her firmanın kendi özelinde analizinin yapılarak değerlendirilmesi çok sağlıklı olacaktır. Ben köşemde bu ve bunun gibi farklı konulara değinerek sizlere bazı aktarımlar yapacağım. Umarım hepimiz faydalanır ve olumlu enerji alırız. Herkese önce hayırlı sonrada bereketi bol kazançlar dilerim.