Salihli’nin caddelerinde yürüyorum. Hava güneşli ve yazdan kalma gibi… Öğrencim Merve karşımdan hızlı adımlarla geliyor: “Öğretmenim nasılsın!” değişi içimi ferahlatıyor! Nasıl da mutlu oluyorum. Bozdağlardan gelen kar kokusu ciğerlerimi genişletiyor. “Oralara gitsem acaba üşür müyüm?”diye soruyorum kendi kendime… Kent Meydanı’nda bayrağım öylesine görkemli dalgalanıyor ki;  gençlik yıllarım aklıma geliyor! Sonrasında Atsız’ın şiiri düşüyor gönlüme:

            “Bir gün olur tarih sizi elbet alkışlar”

            Şiirin tamamını okurken meydanda birkaç tur atıyorum. Bizimkisi nasıl bir gençlikti! Hüzünleniyorum… Mart sonunda mahalli yönetim seçimleri var. Tek tük parti araçları geçiyor karşı taraftan! Tek tük arkadaş, akraba, eş-dost geçiyor sağımdan solumdan!  Ben güne nereden ve nasıl başlayacağımı bilmeden dolanıyorum Salihli sokaklarında, parklarında, meydanlarında…

            Sanki bana ayrılan vakitte yapmak istediklerimi tamamlayamayacağım gibi bir his oluşuyor içimde… Çocuklar için yazdığım 4 kitap matbaada baskıda… Yakında çıkacak… Ama ben yenilerini yazmam lazım… Çocukların kitapları ne kadar çok sevdiğini düşünüyorum.

“İki günü birbirine denk olan zarardadır.”

Gözlerim yerlerdeki çöpleri görmek istemiyor. Oysa ben temiz bir toplum oluşturdum kitaplarımda, şiirlerimde… Caddeler, sokaklar, meydanlar tertemiz. Bir tane çöp, atık yok hayal ediyorum…

Daha çok şeyler hayal ediyorum.

Ülkemde bürokratik engeller kalkmış. Devlet dairelerinde işler hızlı bir şekilde anında bitiyor. Benim memurum  güleryüzlü ve hoşgörülü…

Köylüm yeniden tarlalarını, bahçelerini ekmeye ve üretmeye başlamış…

Öğrencilerin sınav kaygısı bitmiş… Çocuklar park ve oyun alanlarında mutlu ve sevinçli.. Anne, çocuğunun gelecek kaygısını atmış üzerinden.

Denizlerimde, sularımda bir tek atık ve kimyasal kalmamış!

Fabrikalar önce arıtmasını yapmış da hastalıklar azalmış!

İsrail tohumu ekmek yasaklanmış ülkemde.. Yerli tohum ve yerli üretim sofralarımı şenlendiriyor!

Bir de dünyada savaşlar, kavgalar bitmiş.

Rahmetli Erbakan’ın sözleri geliyor gözlerimin önüne:

“Önce ahlak ve maneviyat”

Ahlaklı ve maneviyatı güçlü olan bireyler hep iyide doğruda ve güzelde kalıyor.

Kızmayın bana!

Bu ülkede hayal etmek yasak değil!

Ben sadece hayal ediyorum.

"Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok." Diyordu Muhsin Başkanım…

Kusura bakmayın… Dün, yanlış dediğime bugün doğru diyemem!

Yanlış her zaman yanlıştır.

Benim hayallerime karışmayın…

Ben, kendi dünyamda hayallerimin için hep doğruda kalacağım.

Bu, bana iyi geliyor!

Tavsiye ederim.

Gündüz Aydın 8 Şubat 2024