26 Haziran 1920 yılında başlayan, büyük ıstırap ve acı içinde geçen ve 3 yıl, 3 ay, 10 gün süren işgal günleri, 5 Eylül 1922 Salı günü sona eriyordu.

Kurtuluşun öyküsü şöyledir:

İngiliz gizli servisi tarafından “Türk ordusunun Salihli’de gerilere sarkarak çevirme yapacağı” bilgisini alan General Franko, Alaşehir’deki 1 500 kişilik bir süvari tümeni ile birlikte 5/42 Evzon Alayından kurulmuş Plastras müfrezesini 4 Eylül 1922 günü saat 06.00’da Salihli’ye göndermişti. Ancak dağınık birlikleri toplayıp Alaşehir’den çıkmak öğlen saatlerinde gerçekleşmişti. Bunun sonucunda anılan birlikler saat 22.00 sıralarında Salihli’ye 2 Km. yaklaşmış ve bulundukları bağ içlerinde geceleme kararı almışlardı. Ayrıca şehir içinde 1. ve 3.Yunan süvari taburları bulunmaktaydı. Buldan’dan gelecek 31. Alay ile birlikte Alaşehir’de kalan son kuvvet 2. Kolorduya ait birlikler gece iki trenle Salihli batısına çekileceklerdi.

 Türk tarafında ise; 5. Süvari Kolordusu, 4 Eylül gecesi yorucu bir yürüyüşle Selendi dağlarını aşarak Kula’ya Ulaşmıştır. Burada 1.Ordu emrine alındığını öğrenen 5.Kolordu komutanı Kıdemli Mirliva (Tuğgeneral) Fahrettin Altay, 1. ve 14. Tümenle Kula’da geceleme kararı almıştır. 14.Tümen komutanı Mehmet Suphi (Kula), paşaya başvurarak 10 Km. ilerdeki memleketi Menye’de (Gökçeören) gecelemek için izin ister. Fahrettin paşa sabah çok erken hareket etmesi koşuluyla izin verir. Tümen ve kolordu birlikte Kula’da kalmıştı. Oysa Fahrettin Paşa, Mehmet Suphi’nin tümeniyle gideceğini ve ön saflarda olacağını düşünmüştü. Saat 23.00’te “Salihli batısında çevirme” emri alan 1.Tümen gece yarısı Kuladan hareketle en ön hatta geçmişti.

1.Ordu emrine alındığını Fahrettin paşadan önce haber alan 2.Tümen komutanı Yarbay Ahmet Zeki (Soydemir), Kula’da kalmayıp Alaşehir ovasına inmek üzere yoluna devem etmiş, Kemaliye’de bir süre dinlenerek, erken saatlerde Salihli’ye doğru yola çıkmıştı. Durasıllı köyünden dumanlar yükselmesi üzerine köye yönelmiş, köyü iki ev dışında yanmaktan kurtarmış ve Yunan birliklerini Taytan yönüne sürmüştü. Durmaksızın 45 Km. yol gelen 2.Tümen Durasıllı’da istirahate geçmişti.

SALİHLİ’DE SOKAK ÇARPIŞMALARI VE İSTASYON SAVAŞI

 1.Tümenin 10. Alayı sağ kanatta Gediz nehrini takip ederek, 11.Alay ise Kırveli ’den şehre girecek ve yedek kuvvet olan 14.Alay anılan birliklerin ardından, demir yolunu takiple, sol kanattan şehre gireceklerdi. Bu amaçla 5 Eylül 1922 Salı günü, saat 00.15’de Karaoğlanlı köyü doğusundan harekât başlatılmıştı.

Sabahın alaca karanlığında, 14.Alaydan bir manga, Keli tren köprüsünü uçurmak üzere yanlışlıkla bu günkü Tariş tesisleri önüne çıkınca, mezarlıkta (Günümüzde Fevzi Tüzüner Parkı) konuşlanmış makineli tüfekle taranmış, olay yerinde yedi şehit vermişti. General Franko’nun, İngilizlerden aldığı bilgi gereği alınan önlemler sonucu Salihli’nin tüm giriş çıkışları tutulmuştu.

Saat 07.30 sıralarında Salihli’ye giren 11. Alay sokaklarda ilerledikçe Yunanlıların 1. ve 3. Süvari Alaylarının ateşleriyle karşılaştı. Alay kayıpları önemsemeyerek ve sokak çarpışmaları yapmak suretiyle İstasyona kadar ilerledi.

 İstasyonda ise olaylar şöyle gelişiyordu:

“5 Eylül 1922 günü, saat 07.30’da Kırveli Köyü’nden Salihli’ye giren 11. Alay, Yunanın 1. ve 3. Süvarileriyle sokak çarpışmaları yaparak saat 08.15’de istasyona varıyordu.  İstasyon ilginç olaylara gebeydi. Salihli halkı Türk ordusunun çok yakınlarda olduğunu hem duydukları top seslerinden hem de yerli Rumların konuşmalarından öğrenmişlerdi. Her an Türk askerlerini bekliyorlardı, o kadar ki herkes Türk bayraklarını sandıklardan çıkarmış, ya da yenilerini dikmişti.  

 Aynı sabah, saat 08.00 sıralarında Alaşehir’den, cepheden çekilen Yunanın 5/42. Evzon Alayı ve İstihkâm Taburu’ nu taşıyan trenlerden biri çok ve sık düdük çalarak Salihli’ye girmiş, halk gelen trenin Türk ordusunu taşıdığını sanarak bütün evlere, dükkânlara ve hatta minarelere hazırladıkları Türk bayraklarını asmışlardı.

Bir sonraki yazımızda devam edeceğiz…

Mustafa Uçar