Mücadelenin büyümesi çok güzel, ancak hala yeterli değil. Çünkü bu projeler mahkemelerce iptal edilmesine rağmen, sürekli Salihli dışı şirketler tarafından projeler yinelenmeye çalışılmaktadır. Bu da demektir ki, halk kazandıkça şirketler saldırmaya devam edecek. Bu nedenle mücadelemizi daha da büyütmeliyiz.”

İlçemizde uzun bir süredir, toprağı zehirleme ihtimali yüksek enerji projelerine karşı hem hukuki hem de politik mücadele verilmektedir.

Bu mücadeleye ilçemizim çevre örgütleri ile birlikte vatandaşlarımız da artarak katılmaktadır. Özellikle SANKO şirketinin yapmak istediği 17 adet Jeotermal Kuyusu projesi Manisa 2. İdare Mahkemesince iptal edildikten sonra halkımız da bu mücadelenin haklılığına daha çok inanmaya başlamıştır.

Mücadelenin büyümesi çok güzel, ancak hala yeterli değil. Çünkü bu projeler mahkemelerce iptal edilmesine rağmen, sürekli Salihli dışı şirketler tarafından projeler yinelenmeye çalışılmaktadır. Bu da demektir ki, halk kazandıkça şirketler saldırmaya devam edecek. Bu nedenle mücadelemizi daha da büyütmeliyiz.

Bu mücadele, sadece sivil toplum kuruluşları ve bir grup gönüllü aktivist ile büyütülemez. Halkımızın da bu mücadeleye sahip çıkması, kolektif biçimde mücadelenin öznesi olması gerekmektedir.

Bu sadece bir uğraş, bir aktivite değil; aynı zamanda görevdir. Nitekim Anayasa'nın 56. maddesi “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmünü içermektedir.

Bu hüküm herkese sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını vermekle birlikte, çevreyi ve doğayı koruma konusunda da yüne tüm vatandaşlarımıza görev yüklemektedir.

Bu nedenle; çevre mücadelesini yürüten dernek ve kişileri takdir etmek yetmez, onlarla bir olup ilçemize adeta saldıran bu şirketlere karşı hep birlikte, bütün halinde mücadele etmeliyiz.

Bu mücadeleyi hem hukuki arenada hem politik arenada hem de sokakta büyütmeliyiz.

Saygılarımla.

Yıldıray ÇIVGIN