Gece çok şaşkındı. Caddelerde meydanlarda neler olduğunu neler yaşandığını anlamaya çalışıyordu. İnsanlar ellerinde bayraklarla oradan oraya alışılmadık adımlarla yürüyorlardı. Aslında  gece benzer durumları bir aydır yaşıyordu ancak bu kadar duygulu insanlarla hiç karşılaşmamıştı. Merakla izlerken bazen de çok canı sıkılıyordu. Araçların kulakları patlatacak kadar gürültülü olmaları, korna sesleri ve çok anlamsız bağrışmaları olmasaydı daha iyi olurdu. Ancak insan davranışlarının böyle durumlarda anlaşılmazlığı ilginçti mutlaka.

İnsanların sanki çevresinde olup bitenlerden  etkilenmedikleri sanılır. Olanlar kayıttadır o anlarda. En  çok ta umursamaz zannedilen bakışlar sırasında. O anlarda mutlaka anlamlı bir tepki vermesi gerekmeyebilir. Ancak her gün evinde oturup pencereden ve balkonlardan izlediği insanlar arasına girme vakti geldiğinde, kendilerini ifade edecek bir vücut diliyle kalabalıklar arasında yerlerini almışlardı.

Gecenin en çok şaşırdığı kalabalıkların  bu kadar coşkulu olmasıydı. Bir müzik eşliğinde topluca hareketleri, dansları ve müziğe eşlik etmeleri çok mutlu olduklarını gösteriyordu. Genç kızlar kendilerine yakıştırdıkları giysileriyle bir hayli güzel görünüyorlardı. Delikanlıların  değişik  saç traşları ve giysileri hoş görüntüler oluşturuyordu. Onlar geceye hiç bakmıyorlardı. Gecenin meraklı olması umurlarında bile değildi. Onlar  bildiklerini okuyorlardı. Gece, galiba gençlik böyle diye bakıp gülümsüyordu.

Gecenin en çok etkilendiği insanlar ise kadınlardı. Anneler kızları ve gelinleri ve kardeşleriyle, arkadaşlarıyla  ilgi çekiyorlardı. Onlar her gün bir hemcinslerinin öldürülmelerinden  çok mutsuz ve huzursuz olmaktaydılar. Kimileri bebekleriyle gelmişti. Bebekleri de gece gibi şaşkın  bakışlarla kalabalıkları izlemekteydiler. Meşaleler, havayi fişekler gökyüzüne doğru çıktıkça korkan gece, derinliği içinde kaybolup giden bu ışıklara yabancı değildi.

Gece, kalabalık arttıkça endişelenmeye başladı. Benzer kalabalıklar ya kendi aralarında ya da dışarıdan saldıranlarla çatışıyorlardı. Bu gün böyle bir olay yaşanmaması için dua etti bir zaman. Saat gecenin yarısı olmaya doğru gidiyordu. İnsanlar meydanı boşaltmıyorlardı. Ne istiyorlardı ? Hangi nedenlerden dolayı buluşmuşlardı ?   Buraya akın akın geldiklerine göre kendilerinin istekleri ve söyleyecekleri olmalıydı.

Toplananlar hiçbir insanın diğerlerinden üstün olmadığını, her insan bu dünyaya mutlu olmak ve sağlıklı yaşamayı en vazgeçilmez hakkı olarak görüyorlardı.  İnsanlar kendilerinin ötekileştirilmesini istemiyorlardı. İnsanlar adalet istiyorlardı. İnsanlar ülkelerinin zenginliklerini adaletli olarak paylaşılmasını istiyorlardı. İnsanlar hangi nedenlerle olursa olsun kadınların her gün cinayete kurban gitmesinin istemiyorlardı. Evrensel kadın haklarının uygulanmasını ve taciz ve cinsel saldırıların ağır cezalara çarptırılmasını istiyorlardı.

Çalışan kadın ve erkekler hakları olan ücretlerinin yeterli düzeyde olmasını  ve evlerine ellerinin boş gitmesini istemiyorlardı. Çocuklarının istismar edilmelerini istemiyorlardı. Çocuklarının düzgün ve çağa uygun eğitim görmesini istiyorlardı. Yüksek öğretime giden gençler barınmak için  yurt ve çağa uygun kaliteli fakülteler ve öğretim görevlileri istiyorlardı. Gençler spor alanlarının ve salonlarının çok olmasını istiyorlardı. Şehirlerinde yeşil alanların ve dinlenme parklarının çok olmasını istiyorlardı. Kütüphaneler , okuma ve  ders çalışma alanları istiyorlardı. İnsanların en doğal hakları olan sularının ucuz ve temiz olmasını istiyorlardı. İnsanlar sanat ve kültür faaliyetlerinde bulunmak istiyorlardı. Sıcak evleri olsun, tatil ve dinlenmek istiyorlardı. Bebeklerinin barınacağı Kreşler ve Ana Okulları istiyorlardı. Kalabalıklar umutla evlerine doğru yürüdüler. Şehir derin bir sessizliğe büründü.  Gece insanlara çok hak verdi karanlığını yorgan yapıp uyudu. Ertesi günü serçelerin ve güvercinlerin sesleriyle uyandı. Dün Mart’ın sonuydu. Yeni gün ılık bir aydınlıkla bahara doğru yelken açtı…………